Göz kapağı lezyonlarının değerlendirilmesinde klinik ön tanı ile histopatolojik tanı uyumunun incelenmesi

Rüveyde Garip

Keywords: bazal hücreli karsinom, göz kapakları, şalazyon

Aim:

Çalışmamızın amacı Trakya bölgesinde üçüncü basamak sağlık kuruluşuna başvuran göz kapağı kitlelerini klinik ve histopatolojik olarak incelemek, ön tanı ile histopatoloji sonuçlarını karşılaştırarak klinik muayenenenin tutarlılığını değerlendirmektir.

Method:

Ocak 2000 ile Ocak 2019 tarihleri arasında göz kapağında kitle şikayeti ile Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi göz hastalıkları polikliniğine başvuran 408 hastanın kayıtları geriye dönük olarak tarandı. Hastaların demografik özellikleri, kitlenin yerleşim yeri, lezyonların yaş ve cinsiyetlere göre dağılımı, klinik ön tanı ve histopatolojik tanıları değerlendirildi.

Results:

Çalışmaya 220 kadın (%54), 188 erkek (%46) olmak üzere toplam 408 hasta dahil edildi. Histopatolojik incelemesi yapılan lezyonların 318’i benign (%77,9), 90’ı malign (%22,1) idi. Benign lezyonu olan olguların ortalama yaşı 41,7±18,7 (aralık; 5-90 yıl) yıl iken malign lezyonlara sahip olguların ortalama yaşı 64,5±13,1 (aralık; 29-90 yıl) yıl idi (p＜0,001). Benign ve malign lezyonların görülme sıklıkları açısından cinsiyete göre anlamlı fark yoktu (p=0,242). En sık görülen benign lezyon şalazyon (%35,2) iken en sık görülen malign lezyon bazal hücreli karsinomdu (BHK) (%78,9). Malign lezyonların en sık alt kapakta (%53,3) görülürken benign lezyonların en sık yerleşim bölgesi üst kapak idi (%56,9). Doksan beş olguda ön tanıda malign lezyon düşünüldü. Bu olgulardan 81 tanesinde histopatolojik olarak malignite doğrulandı. Doksan malign lezyonun 81 tanesinde klinik olarak düşünülen ön tanı ile histopatolojik tanı uyumlu bulundu. Klinik muayene ile malign olguların yakalanma oranı %90 olarak saptandı. Üç yüz on üç olgunun klinik muayenede benign olarak değerlendirildiği ancak bunlardan 9 tanesinin (%2,2) histopatolojik incelemede malign lezyon olduğu görüldü. Maligniteden şüphelenilen ama histopatoloji sonucu benign lezyon olarak değerlendirilen 14 olgu mevcuttu. Benign lezyonlarda ise 230 (%72,3) olgunun klinik ön tanısı ile histopatolojik sonucunun uyumlu olduğu görüldü.

Conclusions:

Göz kapağında görülen lezyonlar sıklıkla benign olmakla birlikte malign lezyonlara da rastlanabilmektedir. Bu nedenle göz kapağı lezyonlarında malignite olasılığı göz önünde bulundurularak dikkatli bir klinik muayene yapılmalıdır. Malign kapak tümörlerinin tanınması erken dönemde cerrahi uygulanması açısından önem taşımaktadır.

#11